Osmanlı’nın toplumsal devlet anlayışının yansıtıldığı, içerisinde cami, şifahane, imarethane üzere ünitelerin bulunduğu II. Bayezid Külliyesi’nin mutfağı, 3 yıl evvel Trakya Üniversitesince İmaret Müzesi olarak düzenlendi.
Bal mumu heykeller ve eski mutfak gereçleriyle ziyaretçilerini tarihi bir seyahate çıkaran müze, açıldığı günden bu yana ilgi çekiyor.
Müzede, hayırseverlerin takviyeleriyle haftanın 6 günü ziyaretçilere çeşitli ikramlarda bulunuluyor.
Osmanlı devrinde imaretin aşçılığını yapan, elinin rahmetiyle bilinen, kalan yemeklerle Tunca Irmağı’ndaki balıkları beslediği söylenen Aşçı Yahya Baba’nın mutfağında hayırseverlerin dayanaklarıyla yemek pişiriliyor. Ramazan aylarında da müzede iftar geleneği yaşatılıyor.
“3 yılda ise yaklaşık 300 bin ziyaretçimiz var”
Müze Müdürü Ruhi Pehlivancık, AA muhabirine, II. Bayezid Külliyesi’nin içinde bulunan Sıhhat Müzesi ve İmaret Müzesi’nin pek çok mükafata sahip olduğunu söyledi.
Osmanlı’nın imaret geleneğinin her tarafıyla yaşatıldığı İmaret Müzesi’ni yurt içi ve dışından binlerce kişinin ziyaret ettiğini belirten Pehlivancık, “Müzemiz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan ve devrin TBMM Lideri Mustafa Şentop’un iştirakiyle 3 yıl evvel açıldı. Türkiye’de birinci ve tek imaret müzesi olma özelliğini taşıyan müzemiz o günden bu yana ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.” dedi.
Pehlivancık, müzeyi ziyaret edenlerin Osmanlı periyodundaki imaret kültürü ve toplumsal devlet anlayışını en ince detayına kadar görme fırsatı yakaladığını lisana getirdi.
Müzede her ayrıntının düşünülerek tasarlandığını anlatan Pehlivancık, “O devirde imaretin yapısı, çalışanları ve hangi hizmetler yapıldığını ziyaretçilerimiz görebiliyor. Öbür taraftan o periyotta pişirilen yemekler, kullanılan materyaller ve beslenme alışkanlıkları anlatılıyor. Ziyaretçi sayımız kademeli olarak artıyor. Geçen yıl 120 bin civarındaydı, bu sayısı 150 binlere çıkarmayı istiyoruz. 3 yılda ise yaklaşık 300 bin ziyaretçimiz var.” tabirlerini kullandı.
Müzede hayırseverlerin dayanaklarıyla ikramların sunulduğunu aktaran Pehlivancık, şunları kaydetti:
“Buranın bir ecdat yadigarı olması bize farklı bir bakış açısı kazandırdı. İmaretin içerisinde kendi imkanlarımızla bir aşevi oluşturduk. Burada haftanın 6 günü hiçbir halde devletin bütçesine yük olmadan, sadece bir bayan istihdamı sağlamak suretiyle hayır sahiplerinin dayanaklarıyla yemek pişiriliyor. Hazırlanan yemekler ziyaretçilere ve gereksinim sahiplerine ikram ediliyor. Bu manada hem imaret geleneğini sürdürmüş oluyoruz hem köklerimize sahip çıkıyoruz hem de II. Bayezid’in külliyeyi kurmasındaki hedefine uymuş oluyoruz.” AA
