Hürrem Elmasçı
Çocuklar yıllardır Ankara’da siyasetin göbeğinde yaşıyorum. İnanın benim hâlâ çözemediğim politikler var. Bunlardan biri sanıyorum 20 yıldır merakla takip ettiğim, kamuoyu önündeki bir sır isim, Turhan Çömez…
Sanıyorum bizi Ankara’da Sayın Ferda Paksüt tanıştırdı. Ferda Hanım o periyot Ankara davetlerinin yıldız isimlerinden idi; eşi Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt’tü…
Ergenekon İddianamesi’nde Ferda Hanım ile Sayın Turhan Çömez’in telefon kayıtları var. Sayın Çömez, “ablacığım” diye hitap ediyor Ferda Hanıma…
Tanışmaları Ak Parti devrinin başlarında oldu; Sayın Osman Paksüt, Bağdat Büyükelçisi iken, Sayın Turhan Çömez, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile birlikte Bağdat’a gittiğinde tanıştılar…
Bizim tanışma yılımız 2008 idi galiba…
Hatırlayınız çocuklar, 2008 ne karışık yıldı; Ak Parti’yi kapatma davası Anayasa Mahkemesi gündemindeydi. İtibariyle Paksüt çiftinin üzerinde Ankara’da ilgi çoktu…
Ergenekon İddianamesine nazaran; Sayın Turhan Çömez’in Ak Parti davası sebebiyle Paksüt çiftiyle yakınlaştığı ileri sürüldü. İddianameye nazaran hedefleri, Ak Parti kapatılmasını önlemek değildi, kapatılmasını sağlamak idi! Başınız karıştı değil mi çocuklar, Ak Parti milletvekili nasıl partisinin kapatılmasına çalışırdı? O vakit kıssayı en başa saralım çocuklar…
NURCU BABANIN ÇOK HIRSLI OĞLU
Turhan Çömez, Balıkesir Gönen Paşaçiftliği Köyü’nden. Bulgar muhaciri ailenin çocuğu…
22 Ekim 1965 doğumlu. İlkokulu köyünde okudu.
Nurcu babası Hasan Bey’in isteğiyle Bandırma İmam Hatip Lisesi’nde yedi yıl yatılı okudu. Tabirine nazaran babasının isteğine uymadı, “imam” değil “doktor” olmak istedi. Tıp fakültesini kazanarak İstanbul’a gitti…
Turhan Beyefendi 1989’da pratisyen hekim olarak mezun oldu, mecburi hizmet kurası ile Erzurum 1 Nolu Sıhhat Ocağı’na tayin oldu. Bir müddet Bandırma Devlet Hastanesinde acil ünitede çalıştı.
Bandırma’da, MHP’den kopma sürecindeki Muhsin Yazıcıoğlu takımına yakınlaştı. Gerisinde tıpta uzmanlık imtihanını kazanarak İstanbul Vakıf Gureba Hastanesi cerrahi kliniğinde asistan olarak vazifeye başladı.
Burada siyasi hayatını değiştirecek şahısla tanıştı: Uzman tabip Şenel Büyükyıldız…
Sayın Büyükyıldız, hala Ak Parti’nin birinci sıradan milletvekilidir ve Sayın Çömez ile anılarını pek güzel olmayacak ayrıntılarla meclis kulisinde anlatıyor…
ERDOĞAN İLE TANIŞMA
Sayın Turhan Çömez, İstanbul Vakıf Gureba Hastanesinde uzman tabip Şenel Büyükyıldız’a yaklaştı. Zira Büyükyıldız siyasi hayatı epeyce etkindi; LİDER, MÜSİAD ve Ordu ilinin hemşehri derneklerinde etkin misyonu vardı. Refah Partili idi. İtibariyle Karadenizli İstanbul Vilayet Lideri Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a çok yakındı…
Yeni Şafak gazetesi Ahmet Albayrak başta olmak üzere o etraftaki kalp hastalarının gittiği tabipti Sayın Yediyıldız… Pek tanınırdı yani çocuklar…
Çömez Beyefendi, “abi” dediği Sayın Büyükyıldız’ın yanından hiç ayrılmadı. Bu sebeple muhafazakar etrafa yakınlaştı, ve Erdoğan’la tanıştı.
Erdoğan İBB Lideri olduğunda ne vakit Büyükyıldız’ı çağırsa yanında kesinlikle Çömez oluyordu. Aslında Erdoğan’ın, Turhan Çömez’e kanı hiç kaynamadı fakat Büyükyıldız’a da bir kelam söyleyemedi… (Sayın Yediyıldız’ın ağabeyinin oğlu Tuğgeneral Numan Yediyıldız’ın FETÖ kaçkını olduğu üzere ayrıntılara girmeyeyim şimdi…)
O süreçte farklı bir olay oldu; Çömez Bey’in dedikodusuyla Erdoğan, Sayın Yediyıldız’a küstü! Erdoğan’ın “doktor” olarak yanında yalnızca Çömez Beyefendi kalıverdi. Sözüne nazaran Erdoğan’ın omuz ameliyatında, “gözlemci” olarak bulundu.
İşte buradan çıktı; “özel doktor”, “özel kalem”, “özel danışman” sözleri… Halbuki devlet kayıtlarında kamuda tabip olarak vazife yaptığı ve maaşını aldığı kaydı var Çömez’in!
Bir de anlamıyorum, koskoca uzman tabip “özel kalem” olmayı niçin kabul eder? Bu türlü bir şey yok. Ki Sayın Çömez olmayan şeyleri varmış üzere anlatma uzmanı sanki…
Keza anlayamıyorum Çömez Beyefendi, Erdoğan’ın “çelik çekirdeğine” girmeyi neden çok istedi? Ve Erdoğan’ın, yakın etrafı tarafından sevilmedi, dışlandı. Niçin? Neden kuşku duydular? Devam edeyim:
KIL HİSSESİ KAZANDI
Çocuklar, “özel kalem” ya da “özel doktor” ekseriyetle milletvekili sıralarının başında yer alır, genel teamül öyledir…
2002 seçimlerinde Turhan Çömez, Balıkesir dördüncü sıradan milletvekili adayı gösterildi. Kazanması beklenmiyordu; fakat Balıkesir’de DYP (yüzde 14), Genç Parti (yüzde 8), MHP (yüzde 7), ANAP (yüzde 5) üzere partiler ülke barajı altında kalınca Turhan Çömez son sekizinci sıradan meclise girdi… Siyasette talihe inanırım çocuklar…
Söylenenlere nazaran Turhan Çömez, Ankara’ya adımını atar atmaz sorun kaynağı oldu; Sıhhat Bakanı olmayı bekledi! Yapılmayınca morali çok bozuldu. “Ak Parti’den 15 tabip, 9 eczacı, 5 diş tabibi, 1 de veteriner milletvekili var biraz sabır göster” diye teselli edildi!
Sayın Çömez, TBMM Sıhhat, Aile, Çalışma ve Toplumsal İşler Kurulu üyesi yapıldı.
Bir de şunu eklememe müsaade veriniz çocuklar:
Sayın Çömez televizyon programlarında İngiltere’ye gittiğinde tek cümle İngilizce bilmediğini söyledi daima. TBMM’de Türkiye-ABD Parlamentolar ortası Dostluk Kümesi basın ve halkla alakalar sorumlusu oldu. Ayrıyeten, Türkiye-Brezilya Parlamentolar ortası Dostluk Kümesi Lideri ve Türkiye-Yunanistan Parlamentolar ortası Dostluk Kümesi İkinci Lideri olarak vazife yaptı.
İngilizcesi yoksa bunları nasıl yaptı? Varsa Halk Tv’de lisan bilmeden İngiltere’ye gitmek zorunda kaldığını filan niye tekrar edip durdu? İngilizce bilmiyorsa tıp uzmanlığını nasıl geçti? Neyse uzatmayayım bu husus kitap olacak çocuklar, Çömez Beyefendisi anlamak zor…
AK PARTİ’DEN ATILDI
Sayın Çömez’in misyon yaptığı 22. devir milletvekilliği sürecinde neler yaptığına TBMM arşivinden bulabilirsiniz. Hekim Çömez’in mesleği yerine ekonomi-para faaliyetlerine çok meraklı olduğunu görürsünüz!
İsteklerini bulamadığı o süreçte Başbakan Erdoğan ile de yolları kesin biçimde ayrıldı; hiç randevu alamadı zira.
Bu hal üzerine Çömez Beyefendi sesini duyurmak için “parti içi muhalefet” taktiğine başvurdu. Ankara’da çoğunluğu asker, siyasetçi, aydın, hukukçu vs. “ulusalcı” çevreler ile yakınlaştı.
Bunların başında Sayın Deniz Baykal vardı. Fakat şahidiyim birkaç özel görüşme dışında CHP’den umduğunu bulamadı…
Daha evvel Yazıcıoğlu grubundan olması sebebiyle Sayın Devlet Bahçeli’den de beklediği ilgiyi göremedi.
Verdiği demeçlerin sertliği artınca Ak Parti, “partiyi küçük düşürdüğü gerekçesiyle” 8 Nisan 2008’de partiden ihraç etti.
Yeni partileşme için “Büyük Türkiye İçin” sloganıyla “Ankara Enstitüsü” isimli niyet kulübünü kurdu. “Kanal Ankara” isimli televizyonun kuruluş çalışmasına başladı.
İşte çocuklar, Ak Parti’nin Anayasa Mahkemesi’ndeki kapatılma davası ile o devir yakından ilgilendi.
Ankara epey hareketliydi, fısıltılar vardı ve Sayın Çömez’in telefonları üzere çok kişi takip altındaydı. Lakin nedense Çömez Beyefendi hiç tamkinli değildi; herkesi telefonla arıyor, yanlışsız yanlış bilgiler veriyordu! Maalesef çok kişinin başını yaktı! Ergenekon İddianamesi’nde kiminle kaç sefer görüştüğü var; rekor eski gazeteci Güler Kömürcü de, 595 kez! İkinci sırada merhum Erhan Göksel vardı 130 kez…
Sonuçta konuştuğu Hurşit Tolon Paşa üzere çok kişi mahpusa atıldı.
Turhan Çömez ile ilgili 1 Temmuz 2008’de Ergenekon soruşturması kapsamında hakkında yakalama buyruğu çıkarıldı. Çankaya’daki meskeni polisler tarafından basılıp arama yapılırken Sayın Çömez çoktan ortalıktan kaybolmuştu…
Yıllar sonra İngiltere’de ortaya çıktı! Sığınma talebi kabul edildi. Bugünlerde Londra’da nasıl açlık çektiğini anlatıp duruyor fakat maşallah kısa müddette Londra’nın en büyük Yahudi azınlığına mesken sahipliği yapan Friern Barnet bölgesinde “Medstar Clinic” açmayı başaracak sermayeye kavuştu…
Sonra, kumpas ortaya çıktı Çömez Beyefendi Türkiye’ye döndü…
Sonra, Düzgün Parti’ye kaydoldu. Artık milletvekilliği bekliyor…
Yani çocuklar, bu kadar yaşıma geldim birtakım siyasetçileri anlamakta hâlâ zorlanıyorum. Ve, bilmediklerimden daima korkuyorum…