Medyada kendilerini “muhalif” olarak konumlandıran birtakım isimlerin tenkit sorumluluğunu hiçe sayarak kelamda gazetecilik yaptıklarını söz eden Sabah gazetesi muharriri Melih Altınok, seçimlerde Kılıçdaroğlu kazansaydı CHP önderini bugün olduğu üzere yazıp yazmayacaklarını sordu.
“İKTİDARIN DEĞİL KAMUNUN ÇIKARI”
Muhalefetin gazetecileri yıllardır hükümete yakın medyaya “yandaş bunlar” diye diye bir hâl oldular. Tartışmalarda bu yaftayı güya bir argümanmış üzere muhataplarının sorularını savuşturmak için zirve tepe kullandılar.
Oysa kendileri de bir siyasi görüşün taraftarıydılar. Lakin muhalefetin tarafında olmanın ülkü bir gazeteci hali olduğunu sav ediyorlardı.
Tane tane, “Gazetecinin sorumluluğu muhaliflik değil eleştirelliktir” dedik, anlatamadık.
Ki tam olarak öyledir. Zira gazetecilik, iktidar odaklarının değil kamunun çıkarını gözetmekle mesuldür.
“KÜRESEL PANDEMİ KUMPASINA TEK KELAM ETMEDİLER”
Pandemide gördük işte… Hükümetin yol yapmasına bile karşı çıkan muhalif gazetecilerin, iktidarın pandemi siyasetlerini nasıl desteklediklerini unuttunuz mu?
Benim diyen muhalif gazetecinin ağzından bu global kumpasa dair tek bir tenkit duydunuz mu?
“KILIÇDAROĞLU KAZANSAYDI…”
Kaldı ki yandaş dedikleri medya, seçimi kazanmasına karşın hayat pahalılığından tutun da dış siyasete kadar iktidarın kimi uygulamalarını rahatça eleştiriyor.
Sizce Kemal Beyefendi seçimi kazanmış olsaydı, bugünlerde kendisine hakaret eden muhalif gazeteciler neler yazıp çiziyor olurlardı? Seçim öncesi olduğu üzere ağızlarından tek bir tenkit çıkar mıydı?
Bilinçli muhalif okurun, koltukları dışında sıkıntılarının olmadığını itiraf eden ve kendilerini aldatan bu simsarları tanıması için daha neye şahit olması gerekiyor? Sahiden merak ediyorum.
